Page 313 - Geleceğin İnşası Eğitim 2002-2024
P. 313
AFET VE KRİZ DÖNEMLERİNDE EĞİTİM ÇALIŞMALARI
Bu dönüşümler, Türkiye hükümetinin eğitim politikalarının daha esnek, dinamik ve teknoloji tabanlı bir 03.03.2023 tarihi itibarıyla MEB’e bağlı olan 20.340 eğitim binasından yalnızca 8.162’si incelendiğinde,
yapıya kavuşmasına katkıda bulunmuştur (UNESCO, 2021). söz konusu binalardan 72’sinin (428 derslik) yıkıldığı, 504’ünün (3.739 derslik) ağır hasar aldığı ve acil
olarak yıktırılması gerektiği, 331’inin (3.693 derslik) orta hasarlı olduğu, 2.533’ünün (30.961 derslik) ise
Pandemi sonrası dönemde Türkiye’nin eğitim vizyonu, öğrenme süreçlerinin dönüşümü ile
az hasarlı olduğu belirlenmiştir (Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2023). 25 Ocak 2024 itibarıyla MEB’e bağlı
sürdürülebilir bir eğitim sistemi oluşturma üzerine yoğunlaşmaktadır. Uzaktan eğitim tecrübesi,
olarak eğitim hizmeti veren bölgedeki toplam 20.340 binanın 15.799’u incelenmiştir. Bu binalardan
geleneksel öğretim yöntemlerinin ötesinde bir yaklaşım benimsemeye olanak tanımıştır. Dijital
60’ı yıkılmış, 1.591’i orta veya daha ağır hasar almış, 14.148’i ise az hasarlı ya da hasarsız olarak tespit
teknolojilerin ve çevrim içi kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılması, öğrencilere özelleştirilmiş
edilmiştir. Depremler öncesinde bölgedeki toplam 119.200 dersliğin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan
öğrenme deneyimleri sunma hedefini taşımaktadır. Öğretmenlerin bu dönüşümdeki rolü de oldukça
12.119 derslik deprem sonrasında kullanılamaz hale gelmiş olup mevcut durumda 107.081 derslik eğitim
kritik olup dijital pedagojik yaklaşımlar, çevrim içi öğretim teknikleri ve öğrenci merkezli yöntemler
faaliyetlerine uygun olarak kalmıştır. Deprem bölgesinde yapılması planlanan ve toplam proje maliyeti
konusunda eğitilmeleri teşvik edilmektedir. Aynı zamanda Türkiye’nin eğitim vizyonu yalnızca
62,6 milyar TL olan 22.039 dersliğin tamamlanmasıyla, bölgedeki derslik sayısının 129.120’ye ulaşması
teknolojik dönüşümle sınırlı kalmayıp aynı zamanda öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimlerine
öngörülmektedir (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2024, s.42). apılan
destek veren bir yaklaşım benimsemektedir. Pandemi süreci, öğrencilerin psikososyal ihtiyaçlarının ve
tüm bu çalışmalar neticesinde; 1.241 okul, 19.784 dersliğin tamamlanması ile deprem bölgesinde mevcut
duygusal dengeyi sağlamaya yönelik becerilerin önemini vurgulamıştır. Bu nedenle eğitim politikaları,
derslik kapasitesinin, deprem öncesi kapasitenin üzerine çıkarak %10 artış sağlanmış olacaktır.
çocukların psikososyal sağlığını desteklemeye ve sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik önlemler
içermektedir. Sonuç itibarıyla Türkiye’nin eğitim vizyonu, pandeminin ortaya çıkardığı zorluklara cevap Millî Eğitim Bakanlığına bağlı toplam 56.259 eğitim kurumu bulunmakta olup bu tesislerin yaklaşık
olarak daha esnek, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir eğitim sistemi geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu hedef yüzde 21’i depremin etkilediği 11 ilde konumlanmıştır. Deprem bölgesindeki illerde bulunan öğrenci
doğrultusunda eğitim politikalarının teknolojik dönüşüm, öğrenci merkezli yaklaşımlar, öğretmenlerin ve öğretmen sayıları değerlendirildiğinde, Türkiye genelindeki tüm öğrencilerin yüzde 21,4’ünün bu
gelişimi ve psikososyal destek mekanizmaları gibi farklı bileşenleri bir araya getirmesi beklenmektedir 11 ilde eğitim aldığı, öğretmenlerin ise yüzde 19,1’inin bu bölgede görev yaptığı anlaşılmaktadır. Bu
(Kılıç, 2021; MEB, 2021; Yıldırım & Gürbüz, 2020). oranlar, depremden etkilenen illerin Türkiye’nin eğitim altyapısında önemli bir paya sahip olduğunu
göstermektedir. Eğitim kurumları, öğrenci ve öğretmen sayıları üzerinden değerlendirildiğinde deprem
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi Sonrasında Eğitim
bölgesinde meydana gelen hasarların ülke çapında eğitim hizmetlerini ve eğitimde fırsat eşitliğini
Türkiye’nin afetlerle ilgili geçmişten günümüze yapılan araştırmaları ve istatistikleri incelendiğinde, sağlama çabalarının önemini bir kez daha vurgulamıştır. Deprem bölgesinde bulunan eğitim kurumlarına
310 311
özellikle depremler olmak üzere hem doğal hem de teknolojik kökenli afetlere sıkça maruz kaldığı dair veriler aşağıda Tablo 2’de detaylandırılmıştır.
anlaşılmaktadır (Özmen, 2023). Son yıllarda ülke; deprem, orman yangınları ve sel gibi çeşitli afet olayları
yaşamıştır. Bu afetler arasında en çarpıcı olanlar 6 Şubat 2023’te saat 04:17’de Pazarcık (Kahramanmaraş)
ve aynı gün saat 13:24’te Elbistan’da (Kahramanmaraş) meydana gelen depremlerdir (AFAD, 2023). Bu
depremler, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki 11 ilde 50 binden fazla kişinin yaşamını yitirmesine, yarım
milyondan fazla binanın yıkılmasına veya ağır hasar almasına yol açmıştır. Sonuç olarak afet, büyük
maddi kayıpların yanı sıra bölgedeki sosyal ve ekonomik yapıyı da ciddi şekilde etkilemiştir. Geniş bir
alanda etkili olmasına rağmen depremin yıkıcı ve akut sonuçlarının esas olarak 11 şehirde yoğunlaştığı
görülmektedir. Bu şehirlerden dördü (Adana, Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa) iki milyondan fazla, diğer
ikisi (Diyarbakır ve Kahramanmaraş) ise bir milyondan fazla nüfusa sahiptir. Depremin doğrudan
etkilerinin hissedildiği bölgelerdeki toplam 14.013.196 kişilik nüfus, ülke genel nüfusunun %16,43’üne
denk gelmektedir (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2024). Bu durum,
depremden etkilenen bölgelerin yüksek nüfus yoğunluğunun, afetin ulusal düzeyde sosyo-ekonomik ve
demografik etkilerini daha da derinleştirdiğini ortaya koymaktadır.