Page 253 - Geleceğin İnşası Eğitim 2002-2024
P. 253

ötesinde anlayabilme ve gerektiği durumlarda öğrenmeye ilişkin stratejisinde değişiklikler yapabilme,   düşüncesini destekleyen temel ilke olarak ortaya koymuş olduğu “sürekli eğitim” kavramı, sözü edilen
 yaratıcı ve eleştirel düşünebilme gibi üst düzey düşünme becerilerine ilişkin pozitif tutum geliştirebilmesi   kavramın ortaya çıkma sürecinin önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir (Ohidy, 2008). Aynı sene,

 önem arz etmektedir (Cotton, 1998).  UNESCO  tarafından  düzenlenen  bir  konferans  kapsamında  “Hayat  Boyu  Öğrenmeye  Giriş”  ismiyle  bir
            rapor yayınlanmıştır. Rapordan sonra UNESCO, değişik ülkelerden toplam yedi uzman bireyden meydana
 Anlaşılacağı üzere hayat boyu öğrenme, başta bireyler olmak üzere, bütün bir toplumu hatta ülkeyi
            gelen  Uluslararası  Eğitimin  Geliştirilmesi  Komisyonu’nu  kurmuştur.  Yaşanan  bu  gelişmeden  sonra,
 geliştirmek  adına  son  derece  önemli  bir  misyona  sahiptir.  Bu  noktadan  hareketle,  dünya  genelinde
            1972  senesinde  komisyon,  “Olmayı  Bilmek:  Eğitim  Dünyasının  Bugünü  ve  Yarını”  isimli  yeni  bir  rapor
 üzerinde hassasiyetle durulan hayat boyu öğrenmenin geçmişten bugüne gelişim sürecinin incelenmesi
            yayınlamış,  raporda  bireylerin  yaşamları  süresince  öğrenme  gerekliliği  ve  hakkı  üzerinde  durularak,
 gerekmektedir.
            “öğrenen  toplum”  ile  “hayat  boyu  öğrenme”,  iki  temel  unsur  olarak  ön  plana  çıkartılmıştır.  Rapor
 5. Hayat Boyu Öğrenmenin Dünyadaki Yükselişi ve Gelişim Gerekçeleri  kapsamında,  mekân  ve  zaman  ile  kısıtlanmış  eğitim  kavramında  değişiklik  yapılması  da  önerilmiştir.
            Buna göre hayat boyu öğrenme ile ilgili raporda, eğitim kurumlarında gerçekleştirilen öğrenmenin bir
 Hayat boyu öğrenme, eğitsel paradigmalar arasında çalışma alanının zenginliği ve amaçlarının çeşitliği
 HAYAT BOYU ÖĞRENME  şahsi ilgilerle dâhil olunan öğrenme faaliyetlerini desteklemektedir. Bu çeşitlilikler arasında ise dünya   olduğu  ifade  edilmiştir.  Raporda  ayrıca,  eğitim  faaliyetlerinin  bir  bölümünün  kurumsallık  dışına
            son olarak kabul edilmemesi gerektiği üzerinde durulmuş, gerek okul dışındaki öğrenmeyi kapsayan
 ile öne çıkan bir kavramdır. Eğitsel ve toplumsal siyasalar noktasında genç ya da yetişkin, mesleki veya
            gerekse  kurumsallaşmış  eğitimler  ile  alakalı  tüm  faaliyetlerin  hayat  boyu  öğrenmenin  temel  unsuru

 genelinde hayat boyu öğrenme ile ilgili çalışmalara bakıldığında, benzer doğrultuda çalışmaları ile öne
            çıkartılarak zenginleştirilmiş ve esnek modeller ile değiştirilmesi gerektiği, belli ülkelerin kapasitelerinin
 çıkan üç kuruluşun Avrupa Konseyi, OECD ve UNESCO olduğu görülmektedir (Kallen,1996). Sözü edilen üç
            çok  üzerinde  uzun  zaman  alan  zorunlu  okullaşma  sürecinden  kaçınılmasının  önemi  vurgulanmıştır
 kurum içerisinde UNESCO konuyu daha hümanist bir bakış açısıyla ele alırken, OECD toplumsal kalkınma
            (EURYDICE, 2000).
 özelinde daha çok finansal açıdan ele almaktadır (Yıldız, 2021).

 Hayat boyu öğrenme, başta bireyler olmak üzere, bütün bir toplumu hatta ülkeyi ?? geliştirmek adına   1973 senesinde OECD tarafından “Yinelemeli Eğitim: Hayat Boyu Öğrenme İçin Bir Strateji” isimli rapor
            yayınlanmıştır.  Söz  konusu  rapor,  küresel  rekabetin  ve  ekonominin  gerektirdikleri  dikkate  alınarak
 son  derece  önemli  bir  misyona  sahiptir.  Bu  noktada,  dünya  genelinde  üzerinde  hassasiyetle  durulan
            bilhassa bireysel öğrenmeyi ve mesleki etkinliği vurgulamaktadır. Bu çerçevede rapor temel eğitimin,
 hayat boyu öğrenmenin geçmişten bugüne gelişim sürecinin incelenmesi önem arz etmektedir. Tarih
            eğitim  sürecinde  ne  derece  önemli  olduğunu  kabul  ederek,  öğretmen  yetiştirme  alanında  çeşitli
 öncesi çağlardan başlayarak ilk çağlardan bu yana (Bacakoglu, 2022), kadim dinler ve kutsal kitaplarda,
            raporların hazırlanmasına altyapı oluşturmuştur (EURYDICE, 2000).
 250  kişinin  yaşadığı  sürece  öğrenmeye  olan  ihtiyacı  pek  çok  kez  vurgulanmıştır.  19.  yüzyılda  Gruntvig’in   251

 yetişkinler için okul dışı öğrenmeyi desteklemesi ile bu konudaki ilk düzenli hareket başlamıştır (Kallen,   Avrupa Komisyonu tarafından sosyal politika alanında 1993 senesinde yayınlanmış olan “Yeşil Kitap”
 1996).  Hayat  boyu  öğrenme  kavramının  ortaya  çıkışının  sivil  hayat  ve  usta-çırak  ilişkisi  bağlamında   isimli raporda, değişmekte olan koşullar karşısında hayat boyu öğrenmenin ne derece önemli olduğunun
 Perslere kadar uzandığı bilinse de güncel çalışmalara temel oluşturan araştırmaların alana girişi, 1960’lı   vurgulandığı  görülmektedir.  Raporda,  belirli  mesleki  yetilerin  yanında,  temel  bilginin  kazandırıldığı,
 yılların  sonunda  gerçekleşmiştir  (UNESCO,  1972;  UNESCO,  2024).  Fransa’nın  Strazburg  ve  Almanya’nın   yenilik ve değişim için kapasitenin geliştirildiği ve sonuç olarak devamlı öğrenmenin sağlanmasınatemel
 Hamburg şehirlerinde 1972 yılında yapılan görüşmelerle hayat boyu öğrenme kavramı ile bunun eğitim   oluşturan bir eğitim sisteminin gerekliliği açıklanmıştır.  Bununla birlikte raporda, küresel pazar içerisinde

 programlarına ve araştırmalara etkilerini keşfetmeye yönelik projelere ve çeşitli pilotlama çalışmalarına   rekabetçi bir başarının elde edilmesinin önemli bir aracı olarak görülen nitelikli insanın gelişim sürecine
 başlanmıştır  (UNESCO,  1977).  1996  yılına  gelindiğinde  ise  UNESCO,  hayat  boyu  öğrenmenin  amaçlarını   yatırım yapılmasının ne düzeyde önemli olduğunun tam manasıyla algılanamadığı da belirtilmiştir. Buna
 açıklamış ve yine aynı yıl, Avrupa Birliği tarafından “Hayat Boyu Öğrenme Yılı” olarak kabul edilerek tüm   göre, beceriler, yeterlikler ve mesleklerdeki önemli değişim süreçleri, eğitim-öğretim sistemleri içerisinde

 dünyaya ilan edilmiştir (Arslan vd., 2024).   de  önemli  değişikliklerin  yapılmasını  zorunlu  kılmaktadır.  Genel  manada,  daha  esnek  ve  demokratik
            çalışma örgütü şekillerine, geniş tabanlı, etkili ve esnek eğitim sistemleri ile etkileşim içerisine giren güçlü
 Bugünün en mühim pedagojik?? paradigmaları arasında yer alan hayat boyu öğrenme düşüncesi,
            ve kurumsal eğitim politikalarına gereksinim duyulmaktadır. Bu sebeple, her iki gereksinimin de eğitim
 Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu, OECD ve UNESCO başta olmak üzere çeşitli uluslararası kurumların
            kurumları, sosyal ortaklar ve hükümetler arasındaki ortaklığa dayanan genel bir sistem içerisinde, hayat
 eğitim  kavramlarından  ortaya  çıkmıştır.  1970  senesinde  Avrupa  Konseyi’nin  kendi  kendine  öğrenme
            boyu öğrenmeyle alakalı olması ve yeterliklere yönelik çıktılar için açık bir biçimde belirlenen hedeflere
            ilişkin  olması  gerektiği  belirtilmiştir.  Bu  çerçevede  becerilerin  yenilenmesi  sürecine  destek  olmak  ve
   248   249   250   251   252   253   254   255   256   257   258