Page 217 - Geleceğin İnşası Eğitim 2002-2024
P. 217

Giriş      öne  çıkmaktadır.  Nitekim  ortaya  çıkan  toplumsal  ihtiyaçlara  cevap  verebilmek,  uluslararası  rekabet
            ortamında  geri  kalmamak  için  işletmelerin  nitelikli  personele  yönelik  artan  talepleri  mesleki  eğitim
 Mesleki  ve  teknik  eğitimin  katılımcı  bir  anlayışla  yönetilmesi,  nitelikli  iş  gücünün  yetiştirilmesi,
            görenlerin iş bulma olasılıklarını artırırken özellikle sektörlerin ihtiyaç duyduğu spesifik becerilere sahip
 mezunların üretime katılacak şekilde yetiştirilmesi, mesleki ve teknik eğitimde uygulanan programların
            mezunlar işverenler tarafından tercih edilir hâle gelmiştir.
 iş  gücü  piyasasının  ihtiyaçlarına  göre  hazırlanması,  eğitimin  sosyal  ve  sektörel  entegrasyonunun
 sağlanması, meslekî ve teknik eğitim sisteminin sürekli geliştirilmesi ve kalitesinin artırılması, öğrencilere   Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 verilerine göre 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon

 temel becerilerin yanında üst düzey becerilerin, iş ahlakının ve girişimcilik anlayışının kazandırılması, 21.   372 bin 377 kişidir. Bunun 22 milyon 206 bin 34’ünü çocuklar (Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş)
 yüzyılda mesleki ve teknik eğitimin öncelikli hedefleri olmuştur. Bu bölümde Türkiye’de mesleki ve teknik   oluşturmaktadır. Toplam nüfus içerisinde bu grubun oranı %26. 0’dır (TÜİK, 2024).
 eğitimin zaman içinde değişiminden, diğer ülkeler arasındaki konumundan, mesleki ve teknik eğitimdeki
               Şekil 1’de yer alan nüfus dağılımına göre Türkiye’de çocuk nüfus oranının 2025 yılında %26.6, 2030
 programlardan, mesleki ve teknik eğitimin ekonomik katkılarından, eğitim-sanayi ilişkisi ve istihdamdan,
            yılında %25.6, 2040 yılında %23.3, 2060 yılında %20.4 ve 2080 yılında %19.0 olacağı öngörülmektedir.
 ulusal ve uluslararası projelerden bahsedilmiştir.
            Bu durum, mesleki ve teknik eğitimde genç nüfusun ihtiyaçlar doğrultusunda doğru mesleki alanlara
 1.  Türkiye’de Mesleki Eğitim   kanalize edilmesini zaruri bir hâle getirmektedir.

 MESLEKİ EĞİTİM  üretmek,  hizmet  vermek  ve  karşılığında  para  kazanmak  için  yapılan,  kuralları  belirlenmiş  iş”  olarak   Şekil 1. Yıllar İtibarıyla Türkiye’de Çocuk Nüfus Dağılımı
 Meslek;  “Belli  bir  eğitim  ile  kazanılan  sistemli  bilgi  ve  becerilere  dayalı,  insanlara  yararlı  mal


 tanımlanmaktadır  (TDK,  2024a).  TDK’ye  göre  (2024b)  “bir  sonuç  elde  etmek,  herhangi  bir  şey  ortaya
 koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma” anlamına gelen iş kavramının eğitimsel bir anlayış
 olarak değerlendirilmesiyle meslek edinmenin eğitimle sağlanacağı görüşü ortaya çıkmıştır (Bolat, 2016).


 Zaman içerisinde değişime uğrayan mesleki eğitim anlayışı ilk önce aile içindeki bir eğitim anlayışı
 olarak  başlamış,  daha  sonra  uzmanlaşmış  bir  yapıya  bürünerek  yerini  çıraklık  sistemine  bırakmıştır.
 Günümüzde  ise  insanlara  iş  ve  mesleki  becerileri  kazandırmaya  yönelik  ortaya  çıkan  mesleki  eğitim,

 profesyonel  bir  eğitim  alanı  olarak  kabul  görmeye  başlamıştır  (Aytaç,  2006).  Bu  anlamda,  mesleki
 214                                                                                                       215
 eğitim artık istihdama ilişkin beşerî sermaye ihtiyacının karşılanmasında bir denge unsuru olarak öne
 çıkmaktadır (Bolat, 2016).    (Kaynak: TÜİK, İstatistiklerle Çocuk, 2023)


 Eğitimin sürdürülebilir bir kalkınmanın mümkün kılınması açısından her dönemde önemli bir araç     2024  yılında,  32628  sayılı  Resmî  Gazete’de  Cumhurbaşkanlığı  tarafından  yayımlanan  “Mesleki  ve
 olduğu,  ülkelerin  ekonomik  büyümelerine  katkı  sağlama  konusunda  ise  beşerî  sermaye  girdisiyle   Teknik  Eğitim  Politika  Belgesi’nde”  konuya  ilişkin;    “Nüfus  dinamikleri  incelendiğinde  her  ne  kadar
 ‘yetişmiş insan’ varlığı açısından son derece önemli olduğu bilinmektedir. Bu doğrultuda eğitim, ülkelerin   doğurganlık ve ölüm hızlarındaki azalmaya bağlı olarak yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği
 iktisadi ve sosyo-kültürel gelişimlerinde rolü olan en önemli olgulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır   görülse  de  mevcut  durumda  Türkiye’nin  genç  bir  nüfusa  sahip  olduğu  ve  uzun  dönemde  genç  bir

 (Korkmaz, 2015).    nüfusa  sahip  olmaya  devam  edeceği  söylenebilir.”  (s.11)  ve  “Türkiye,  çocuk  nüfus  oranı  ve  çalışma
            çağındaki  nüfusu  ile  demografik  açıdan  önemli  fırsatlara  sahiptir.  Ekonomik  ve  sosyal  kalkınma
 Günümüz  dünyasında  ülkelerin  eğitim  sistemlerine  yönelik  önemli  etkenlerden  bazılarını
            bakımından oldukça önemli olan bu fırsatın değerlendirilmesi ancak toplumun her kesimine eşit fırsatlar
 küreselleşme, sürdürülebilirlik eğilimleri, yeni tüketim alışkanlıkları, teknoloji yapısındaki gelişmeler ile
            sunan, beklentilere duyarlı, yenilikçi ve nitelikli eğitim imkânlarının sağlanması, kişilerin bu imkanlara
 demografik yapı içerisinde yer alan ortalama yaş, nüfus yoğunluğu ve bu yoğunluğun bölgesel dağılımı
            yönlendirilmesi ve eğitimi talep etmesi ile mümkündür. Türkiye’nin genç nüfusa sahip olması, bu nüfusu
 oluşturmaktadır.  Bununla  birlikte  mesleki  eğitimin  önemi  nüfus  dinamiklerinde  yüksek  düzeyde
            fırsat ve imkân eşitliği temelinde nitelikli bir mesleki ve teknik eğitimle buluşturma sorumluluğunu da
 bir  hareketliliğe  ve  ortalama  yaş  konusunda  nispeten  genç  bir  nüfusa  sahip  olan  ülkelerde  daha  da
            beraberinde getirmektedir.”  denilerek mesleki ve teknik eğitimin artışında genç nüfus yapısının itici bir
   212   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222